15 Mart 2013 Cuma

Görerek.

Buralarda pek bahsetmediğim zamanlarda birkaç şeritlik film bilgisi edinmeye çabaladım. Televizyona, DVDlere, internete,!f'e ve bu dönemimin rengi film dersine özel teşekkürlerimle. Bu da burada ufak bir izlenenler listesi, küçük bir fikir verme yazısı olsun. İddiası yoktur.

Holy Motors'da doğrusu biraz kafam karıştı.

Iron Sky'da hayli eğlendim.

Reality ise hayli yavaştı.

Nobody Walks'a hiç gerek yoktu.

Bitter Tears of Petra von Kant'tan, Fassbinder'in arzu ettiği üzere açıkça nefret ettim.

Le Magasin des Suicides fikren güzeldi, belki uygulamada biraz daha güzelleşebilirdi.

Vertigo gayet tabii saygı uyandırıcıydı.

Casablanca ise gayet tabii hoştu.

Taxi Driver'da Jodie Foster sevimlilik abidesiydi.

The Accused'da ise üzdü, gerdi, çarptı, düşündürdü.

Midnight in Paris'i seveceğimi zaten hepimiz biliyor olmalıydık.

Arizona Dream iz bıraktı, bir de unutulmayan bir melodi.

The Darjeeling Limited'dan, bilhassa müziklerinden derin keyif aldım. Muhakkak Hotel Chevalier ile tamamlanmalı.

Kızmayın, ama Donnie Darko'yu fazla abartmışsınız.

Requiem for a Dream'in ise bittikten sonra dakikalarca donup kalmama sebep olacağından kimse bahsetmemişti.

The Shining'i unutamıyorum. Stephen King, Stanley Kubrick ve Jack Nicholson el ele verip onulmaz bir korku yarası açtılar.

Citizen Kane'e açıkça hayran kaldım.

"Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona bir şeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur. Ama beş-on dakikada ölüyor. Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar."

Yusuf Atılgan - Aylak Adam

Hiç yorum yok: