13 Temmuz 2010 Salı

Yansıma.

Benim aynı dilden konuşabileceğim insanlara ihtiyacım var. En azından bir kişiye.
Hayır lisandan bahsetmiyorum, zira burada bol miktarda Türk var. İngilizce olarak da derdimi gayet rahat anlatırım.
Sorun o değil. Benim beni anlayacak birine ihtiyacım var.
Newbury Comics'e girdiğimde gözlerimin ışıldamasını anlayacak ve hatta benimle beraber her şeye hayran kalacak,
New York'ta thrift shoplara girmek istediğimi söyleyince aynı hevesle karşılık verecek birine.
Geceleri rahatsız etmemek için "iyi geceler" deyip çarçabuk yatan saygılı Avrupalı bir oda arkadaşına değil,
Gece 3e kadar beni güldürecek, derdimi paylaşacak birine.
Kütüphanede vakit geçirme isteğime uzaylı gibi bakmayacak birine.
Aklımdan her geçeni rahatça anlatabileceğim birine.

Yok ne doyumsuz ne de mutsuz değilim, çok da eğleniyorum
Ama insan keyifli bir şeyler yaşarken hep tamamen anlayacak ve paylaşacak birilerine ihtiyaç duyuyor.
Duyuyormuş.

Hem gitmek hem de kalmak istemek ne zor.

"We are just breakable, breakable
Breakable girls and boys."

Breakable - Ingrid Michaelson

3 yorum:

soft rock star dedi ki...

ben varım ben ben
beni beni bihterini?

shine dedi ki...

bende varım bende varım!!!!!!!!!!!!!

D. dedi ki...

beni götürseydin böyle olmazdı...