Beyaz, siyah, rengarenk
Hepimiz hergün o kadar çok yalan söylüyoruz ki.
Dün kitapçıda bir kadın "Toplantıdayım sonra konuşalım" diyordu telefonda.
Otobüsteki adam "Çok hastayım evde yatıyorum" dedi.
Üst kat komşumuzu da -gereğinden ince duvarlar sağolsun- "Ben İzmit'teyim şimdi, sonra gelsin veririz parasını" derken duydum.
Bir de bu kadar rahat tespit edilemeyen, daha büyük, daha kırıcı yalanlar var.
Birbirimizi mi zorluyoruz yalanlara merak ediyorum.
Karşımızdak üzülmesin diye mi, daha çok üzülsün diye mi yalanlar?
Yok yok, hiçbiri değil.
O kadar yalancı olduk ki insanoğlu olarak, artık düşünmeden yalan söylüyoruz, sebepsizce.
Sırf doğruyu söylememek için. Doğrulardan korktuğumuz için.
Çünkü o doğrular da güzel olmuyor her zaman. Belki de çoğu zaman.
Dün kitapçıda bir kadın "Toplantıdayım sonra konuşalım" diyordu telefonda.
Otobüsteki adam "Çok hastayım evde yatıyorum" dedi.
Üst kat komşumuzu da -gereğinden ince duvarlar sağolsun- "Ben İzmit'teyim şimdi, sonra gelsin veririz parasını" derken duydum.
Bir de bu kadar rahat tespit edilemeyen, daha büyük, daha kırıcı yalanlar var.
Birbirimizi mi zorluyoruz yalanlara merak ediyorum.
Karşımızdak üzülmesin diye mi, daha çok üzülsün diye mi yalanlar?
Yok yok, hiçbiri değil.
O kadar yalancı olduk ki insanoğlu olarak, artık düşünmeden yalan söylüyoruz, sebepsizce.
Sırf doğruyu söylememek için. Doğrulardan korktuğumuz için.
Çünkü o doğrular da güzel olmuyor her zaman. Belki de çoğu zaman.
"Do you want the truth or something beautiful?
I am happy to deceive you"
Do You Want the Truth or Something Beautiful - Paloma Faith