An itibariyle sakin sarı ışığımın altında çayımı yudumlarken, internette Boston'daki Brattle Kitapçısının fotoğrafını gördüm. Fonda bir eski dost sevimli bir radyo programı yapıyor, kulaklarımıza Coldplay akıtıyor.
Cuma yanımda olacak o kitapçıları, o kıtaları beraber gezdiğim insanlar. Ne güzel umutlar, ne güzel vakitler yaklaşıyor gözümde. Dünya bitişlerden bahsederken benim içimde huzur, mutluluk, sevgi balonları uçuyor.
Üniversitenin ilk vakti bitiyor diyorlar. Bitsin, ben yolumu öğrenebilmeyi öğreniyorum şimdi, defterlere doğru çizgileri çizebilmeyi. Akşam inmişken denize bakan bir pencerenin yanındaki sandalyemden tahtayı gözleyip doğru nefesi doğru yerde aldığımı hissedebiliyorum.
İkinci on yılın bitiyor diyorlar. Bitsin. Hayat var, hep var. İki hanem var şimdi benim bu hayatta. İki odam var, birinin yemyeşil pencereleri. Duvarlarına, kumaşlarına, kağıtlarına yansımış içim. Mutluyum az buçuk bir imzam varsa şu hayatta. Başımı dayayabildiğim omuzlar, dans ederek uyanabildiğim insanlar, geceleri sabaha çevirebildiğim konuşmalar var. Hep kaldığı yerden devam edebilen dostluklarım, gerçekten koşup sarılabileceğim insanlarım, yeni ama eski gibi tanışlarım var şimdi.
Yolları takip etme azmi ile kendini affedebilme gücü yan yana olabiliyor belki bugün. Telefonda sakin sesli adama diyebiliyorum ki "Biz dünya dışında kalmadan kendimiz olmayı öğreniyoruz şimdi." Gencecik hatalarımız var hala, bir yanda bilgeliklerimiz var. Sarf edilmesi gereken onlarca efor, yaşanmamış onca umut ve onca sarsıntı. Yirmi yıla varmadan hissedilenler koca bir merak yazıyor duvarlarıma. Yalnızca olabilecekler, yalnızca şekilleneceğim insan bile yetiyor yaşamanın umuduna.
Dünya bitiyor diyorlar. Bitmez. Dünya insandır, insan bitebilir mi?
İnsan kelimeyi buldu, ve her kelime sonsuza dek havada kalacak.
İnsan sonsuzdur. Çünkü kelime insandır.
http://fizy.com/#s/1d5ien
"Ak odada oturur
Kapısı penceresinden çok
Gözlerinde yıldızlar
Serin yerde durur"
Cemal Süreya