13 Nisan 2012 Cuma

Sahil.

112716865156fa3f8el_large
Dünya, bir bahardan aşağı yuvarlanıyor. Papatya sapından halatlarla tutmaya çalışıyor güneş onu. Bazen elinden kaçıyor, sular boşalıyor gökten. Yağmur yağdıkça elimin altında nemli toprağı hisseder gibi oluyorum. İki onyıllık geçmişimi tarıyor, yağmurlu günlere dair tek bir güzel anıya yine rastlayamıyorum. Kararsızlıklarımdan olacak, en çok bu ara mevsimleri seviyorum.

Zaman, ayaklarımın altından kum gibi kayıp gidiyor. Nedense dünyanın sonu teorilerini, bir de Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü aklımda döndürüyorum. Dünyayı unutuyorum, bekleyen her şeyi daha da ısrarla unutuyorum. Umudu çikolatadan yumurtalardaki minik mavi çocukluk hallerinde arıyorum, her şeye üşenirken, oturup onlara kartondan ev yapıyorum. "Ciğerlerine bensiz bahar havası çekme" diyen kızıl saçlı kızla kıvırcık saçlı çocuk, birbirlerinin elleri kadar benim ellerimden de tutuyorlar. Onların peşinden eteklerimi sürüyerek sahile koşuyorum. Dünyanın en sıradan yerlerinde, evrenin en olağan şeyini arıyorum.

Aklıma, hiç çekilmemiş fotoğraf kareleri üşüşüyor.

"Yürüyor muyduk,
Yoksa bir doğa parçasının
Altını mı çizdiriyorlar bize?"

Cemal Süreya

Hiç yorum yok: