9 Ağustos 2011 Salı

Akşamüstü vapuru kadar ferah.

Tumblr_lpmwocnlft1qf1cv0o1_500_large
Görülmemiş bir açlıkla okuyorum. Kitapları büyük bir şefkatle seçip teker teker okuduğum zamanlar gibi değil. Bu sefer saldırıyorum kitaplara. Hani yırtarcasına, sayfaları yutarcasına. Tek bir kitap yetmiyor. Başka başka kitaplara el atıyorum. Hayatımda ilk defa 5 kitabı aynı anda okuyorum. Bazen bir tanesine devam etmeye başım gelmiyor. Biliyorum, iki gün sonra, ya da o akşamüstü, tekrar onu okuma saatim gelecek. Ama o zamana kadar yalnız beklemek anlamsız. Öyleyse kendimi uyacak başka bir kitapla doldururum bekleme süresini.

Birkaç haftadır sözünü ettiğim sakin saltanatımın son günleri. Cumartesi sabahı sıkı bir darbe yiyecek bu saltanat, Pazartesi sabahı ise kralını sürgüne gönderecek, uzun süre dönmemek üzere. "Üç-Büyük-İmtihan-ve-Onları-Bir-Sene-Boyunca-Taklit-Edecek-Yüzlercesi"ne yine başlıyoruz. Başaramamak değil, başarmak için gerekli olan ilgiyi toplayamamak konusunda endişelerim var. Dört senedir bambaşka, güzel ama gerçekten uzak bir fanus/evrende yaşadım. Şimdi her şeyi bir kenara bırakıp sınav gerçeğini kabullenmek zor geliyor. Şunun şurasında bir hafta sonra o acayip yarışa girişmek gerektiğini kavramak güç.

İşte ben de, benden (ç)alınacak bir senenin intikamını alırcasına, ya da depolama yaparcasına okuyorum galiba. Sanki Cumartesi sabahı vektörler ve modüler aritmetik değil de, edebiyat bilgisi sorulacakmışçasına okuyorum. Oturup iki konu tekrar etmek varken, dersane öncesi hedefimi Tutunamayanlar'ı bitirmek olarak belirledim. Yarıladım da. Çok doğru bir vakitte okuyorum bunu, ne erken olmalıydı ne de daha geç. Bitireceğim de. Bitiririm çünkü, biliyorsunuz. Karar verince mutlaka yapıyorum. Herhalde iyi bir şey bu.

"Beni durdurmazsanız pişman olursunuz. Bana bir yerde dur demek gerekir." Süleyman Kargı başını salladı. "Selim'i de durdurmazdım." Gülümsedi. "Sizleri durdurmak mümkün değildir. İçinizden devam edersiniz sonra."

Hakan Günday okumak istiyorum. Barış Bıçakçı okumak istiyorum. Moda'daki sahafları talan edeyim. Viyana'dan aldığım "Der Kuss" desenli çantamda her seferinde başka bir güzel kitap olsun. Çantamı görseniz kıskanırsınız, öyle güzel ki. Kitabımı, kalemim, kulaklıklarımı ve kendimi yüklenip hergün Kadıköy'e gidip geleyim. Az konuşalım, öz anlayalım. Şiir gibi olsun sözlerimiz. Hava serinlesin, ama yaz bitmesin.


Mutluyum hakikaten, satır aralarında ve sayfa köşelerinde. Ama öyle ince ve derinden bir mutluluk ki, duymak için dinlemen şart. Çok sevilen bir insanla vedalaştıktan sonra, serin bir akşamda, ışıklı bir caddede yalnız başına yürürken varlığını bir defa daha anımsatan cinsten bir mutluluk.

Goodreads kullanalım. Ali Lidar'ı sevelim. Bu şarkıyı da öyle. Sevelim işte. Ne güzeldir sevmek.

Büyüdük, fark ettin mi?

2 yorum:

Fermium dedi ki...

Canta ama of. Klimt zaten severim. Goodreads kullanmaya hevesliyim ama bana biseyler oldu kaplumbaga hizinda kitap okuyorum, yine de tavsiye edilir mi tarafinizdan..

Çiçek Dürbünü dedi ki...

Tabii ki. Bak söylüyorum sana, Goodreads kesinlikle okuma hevesini arttırıyor, yeni kitaplara heveslenip duruyorsun. Bekleriz.