19 Kasım 2010 Cuma

Masumiyet.

Bayramdan istifade, nicedir merak ettiğim ve takip ettiğim bir blogta görüp "vakti geldi" dediğim filmi seyrettim: The Virgin Suicides 
Güzel bir Sofia Coppola filmiydi, aslen aynı isimli  ve "Dişi Holden Caufieldlerin hikayesi" diye bilenen romandan uyarlama. Pastel tonlara, çiçekli elbiselere, kızların masum güzelliğine özenerek izliyor insan; bakması keyifli bir film.

Bir yandan da naif olduğu kadar depresif ve üzücü aslında. Öyle ki, "İyi ki önceden seyretmedim, çok etkilenebilirdim" dedim içimden. İnsanın bunalıma en açık olduğu dönem belli ki ergenlik, konu bu olunca ve bu kadar çok erken ölüm görünce tek bir filmin içinde, insan çarpılmışa dönüyor. Hele ki bu kadar saf, çiçekli bir arkaplana yakışmıyor ölüm, hele ki intihar.

Özellikle bu aralar psikolojisine çok da güvenmeyen dişi okuyucu, seyretme! Yine de alıntıları akılda tutulmalı, müzikleri dinlenmeli bu filmin.

Dinlenmesi gereken soundtrack: Air - Playground Love.

Doctor: What are you doing here, honey? You are not even old enough to know how bad life gets.
Cecilia: Obviously, doctor, you've never been a 13-year-old girl.

Hiç yorum yok: