11 Ağustos 2010 Çarşamba

İstanbul.

Beni bu şehre bağlayan nedenler yerli yerinde dursa da, ondan kaçmayı makul kılan nedenler de gün geçtikçe artıyor.
Ama biraz mola verdikten sonra anladım ki,
İstanbul'un insanlar, manzarası, tarihi falan değil, büsbütün şehrin benliği ondan kopmayı imkansız kılıyor.
Bir diğer deyişle, biliyorum ki yedi kıtayı gezsem, yedi kıtada sevsem,
Yine dönerim bu yedi tepeye
Ve bu yolculuk burada bitsin isterim.

Çünkü şarkılar bile daha anlamlı, romanlar bile daha derin bu şehirde,
Şiirler bile bir başka güzel.

İstanbul girer içine, ruhuna işler, çıkmaz bir daha.
Nereye gidersen git onu içinde taşırsın
Başka şehirlere yar olsan da dönüp dönüp onu hatırlar ve kıyaslarsın
Ve asla tamamen başka bir şehrin insanı olamazsın.

"Soyağaçları burada kök salıp dal budak vermediği halde, ömürlerinin bir safhasında yolu bu şehre düşenler için epi topu iki seçenek vardı: İstanbul'a ya bir şeylerden kaçarak varılır, ya da gün gelir, ondan kaçılırdı."
Elif Şafak - Bit Palas

1 yorum:

Fermium dedi ki...

bide ezginin gunlugu sarkisi var bu konuyla alakali ismini soyleyemem, edebiyat tarihcisi bulsun.