24 Temmuz 2010 Cumartesi

Yazın yaşamak kolay.

Buradaki hayatım huzurlu bir monotonluğa erişti artık.

Her sabah 7.15te çalan saatle uyanıyorum, birkaç dakika tavana ve çalışma masama bakıyorum
Oda arkadaşımın ayaklandığını görüyorum, ben de kalkıyorum.
Lens-diş fırçalama-saç-kıyafet yarım saat kadar sürüyor
Bir de koridorun ucundaki aynaya gidip bakmam gerekiyor birkaç kez, çünkü odamızda ayna yok.
Bazen beğenmiyorum değiştiriyorum üstümü, kızlar garip garip bakıyolar. Ben evde de öyle hazırlanırım hep, herkes öyle yapar sanıyodum.

Kitaplarımı toparlıyorum, yatakhaneden çıkarken 7.50 olmuş oluyor.
Aynı kepekli ekmeği aynı miktarda kızartıyor, üstüne hep aynı krem peyniri sürüyorum
Yanında hep aynı meyveli yoğurt
Bazen kahve, ama çoğu zaman su.
Amerikalılarla sohbet ediyor, Türklerle günaydınlaşıyorum.

8.20de yemekhaneden çıkıyorum, 8.28de sınıfta oluyorum (evet O KADAR uzak)
Ders 8.30da başlıyor, harıl harıl öğreniyoruz.
Hep 10da teneffüse çıkıyoruz, 15 dakikalık
Teneffüste hep aynı koltuklara oturup laflıyoruz.

11.30da yemek vakti geliyor, beraber tırmanıyoruz tepeyi (benim dersim tepenin en aşağısında)
Girişte bir masamız var, genelde oradayız
Bir saat kadar etraftayım, bazen yemekhanede, bazen öğrenci merkezinde
Sonra odama çıkıyorum, annemlerle günlük görüşmemi yapıyorum
Şanslıysam rory ya da P. ile de laflayabiliyorum.

13.20de yatakhaneden çıkıyorum, 13.30da dersim devam ediyor
Öğleden sonra genelde tartışma gibi aktiviteler yapıyoruz, film izliyoruz ya da kütüphaneye gidiyoruz.
Öğretmenim çok tatlı bir kadın.

15.00te ders bitiyor.
Haftada 2 gün SAT dersim var, çığlık atarak kaçasım geliyor
Neyse ki herkes çok sıkılıyor ve kendimizce eğleniyoruz
Diğer 2 gün de dans dersim var
Gösteri yapıcaz, prova yapıyoruz
Hep aynı hareketler, aynı şarkı.

Danstan/SATden sonra doğru spor salonuna gidiyorum
Bir yandan air walker denen cihazda yürüyor, bir yandan Amerikan tarihi dersi için notlarımı okuyorum

Sonra yemeğimi yiyorum, bu sefer Türklerle
Biraz et bol salata, bol meyve
Etrafta takılıyorum, bol bol gülüyorum
8e doğru odama gidiyorum, eşyalarımı alıyorum
Kütüphanede ödevlerimi insanüstü bir hızla bitiriryorum
Sonra sessiz köşeme çekilip zorunlu etütün sonuna dek kitabımı okuyorum.

Etütten sonra bahçede Çin yemeği yiyenlere katılıyorum (ben yemiyorum)
10.30ta yatakhaneme dönüyorum
Günün dedikodularını yakalıyorum
Duşumu yapıyor ve yatıyorum.

Çok dertsiz tasasız bir hayat bu
Ve işte sırf bu nedenle
Gerçek hayata, gerçek dertlere dönmek istemiyorum.

"Summertime and living is easy"
Summertime - Janis Joplin

Hiç yorum yok: